GERİ DÖN

Ders Öğretim Planı


Dersin Kodu Dersin Adı Dersin Türü Yıl Yarıyıl AKTS Kredi
0 0 0 0

Lisans





1 Tasarım alanında edindiği kuramsal bilgileri tasarımlarına yansıtabilme, tasarımda yaratıcı-özgün uygulamalar ortaya koyabilme, tasarıma yenilikçi yaklaşabilme ve farklı çözümler getirme becerisine sahiptir.
2 Belirli bir konuda o konu ile ilgili sanat ve tasarım tarihinden sanatçıların ve tasarımcıların çalışmaları üzerine araştırma yaparak bu araştırmalarının sonucunu tasarımlarına yansıtabilir.
3 Tasarım sürecinin temelini oluşturan suluboya, guaj boya, marker, artline, füzen, çini mürekkebi gibi malzemelerin kullanımına dair teknik bilgiye sahiptir. Söz konusu malzemeleri kolaj, lavi, desen gibi yaratıcı tekniklere dönüştürebilir; malzemelerle sanat ve tasarım tarihinde oluşturulmuş örnek çalışmalar hakkında bilgi ve fikir sahibidir.
4 Tasarımda gerekli olan ritim, denge, hiyerarşi, örüntü, oran-orantı, boşluk, vurgu, hareket, kontrast gibi temel tasarım prensiplerini-temel bilgileri etkin bir biçimde kullanma becerisine ve bilgisine sahiptir.
5 Kompozisyon, nokta, çizgi, yön, biçim, aralık, doku -doğal ve yapay dokular- değer, hareket gibi birçok öğenin belirli bir düzen dahilinde bir araya getirilmesi ile kompozisyon kurma bilgisine sahiptir.
6 Kompozisyon oluştururken bütüne hizmet eden parçaların arasında uyumlu bir bütünlük yaratabilir; Renk kuramlarını, renk armonilerini, renk konusundaki temel kavramları etkin bir biçimde kullanabilir ve bu bilgileri tasarımlarına aktarabilir.
7 Üç boyutlu düşünme, soyutlama yapma, doğada bulunan nesneleri stilize etme, deforme etme ve tasarımın gerekleri doğrultusunda dönüştürme becerisine sahiptir. Tasarımlarında altın oran kullanabilir.



Yok



Hafta Teorik [OgretimYontemVeTeknikleri] [OnHazirlik]
1 İlk olarak 1919'da mimar Walter Gropius tarafından Almanya'da kurulan Bauhaus'da temellenmiş bir yaklaşım olan Temel Sanat ve Tasarım, Bauhaus'da işlevselliğin ve zanaatın pratik, yaşamsal alana dâhil edildiği, sanat ve tasarımın iç içe geçtiği bir anlayış olarak benimsenmiş, mimari prensiplerin öncelikli olarak uygulanması amaç haline gelmiştir.
2 Ton Çubuğu; renklerin tam beyazla tam siyah arasındaki koyuluk farklarının değerlerinin, bir derecelendirme çubuğu üzerinde eşit olarak değişmesini ve tonların bir oran içinde azalmalarını temsili olarak gösteren bir şerittir. Ton: Resimde ton deyimi öteden beri kullanılagelmiştir. Nesnelerin ışık alan alanları ile gölgede kalan alanları arasında kalan kısımları hassas bir geçişle birbirine bağlayan değerlerin hepsine ton denir. Açıktan koyuya doğru yumuşak bir geçiş sağlayan orta ton değerleri, çizim kalemi ile yapılan bir çalışmada grinin tonları olarak görülür.
3 Yatay ve düşey-dikey öğelerle, birbirini doksan derece kesen çizgilerle oluşturulan kompozisyonlar genel olarak durağanlık, hareketsizlik hissi verir. Bu tür kompozisyonlara statik kompozisyon denir. Eğri çizgilerin yanı sıra düz olsa da çapraz-diyagonal çizgilerden oluşan ve hareket çağrışımı yapan öğelerle kurulan kompozisyonlar ise dinamiktir. Bir çizgi eğilip büküldükçe dinamizmi de artar. Kompozisyon kurulurken kullanılan nokta ve çizgi gibi öğelerin aralarında dengeli bir ilişki kurulmalı, yüzey üzerinde boş ve dolu, negatif ve pozitif alanlar arasında uyum sağlanmalıdır. Kompozisyon, nokta, çizgi, yön, biçim, aralık, doku, değer, hareket gibi birçok öğenin belirli bir düzen dahilinde bir araya getirilmesi ile kurulur. Kompozisyon oluşturulurken bütüne hizmet eden parçaların aynı zamanda birbirleri ile de uyumlu olmaları, bütün içinde çeşitlilik oluşturmaları sağlanmalıdır.
4 Çizgi, sanatta ve yaşamda içerdiği anlatım gücüyle ince, kalın, düz, kesik, doğru, eğri, dalgalı, kırık vb. şekilleri ile yineleme ya da karşıtlık duygusu uyandırarak iç benliğin, duygu ve düşüncelerin, inançların dışa aktarımı amacıyla kullanılır. Bir tasarımda çizgiler arasındaki boşlukların değişik renk ve tonlarla boyanması ise hacim, ağırlık, doku, mekân içindeki konum gibi nitelikleri ortaya koyar. Plastik sanatlarda ritim kavramı da sanat eserinin yaratıcısı ve izleyicisi olan insan tarafından, kendi duygu, düşünce ve aktarım kapsamında algılanır. Çünkü her insanın algı yetisi ve algıladığını aktarma yetisi farklıdır. Temel tasarım uygulamalarında çizgilerin yan yana, alt alta ve üst üste gelmesiyle nesnenin soyut ya da somut dokusal özelliği oluşmaktadır.
5 Doku (Tekstür) Doğadaki tüm nesnelerin ve varlıkların görme, dokunma duyularıyla kavranabilen, iç yapılarının işlevsel özelliklerini dışa vuran yüzeysel etkilerine “Doku” (Tekstür) denir. İçi sınırlayan varlıkların dış yapı durumudur. Bu, doğanın yapısal bir özelliğidir. Her varlığın karakteristik bir dış yapı oluşumu vardır. Objelerin dış görünüşlerindeki ayrıcalıklarını sağlayan dokusal yapı farklılıkları, dokusal yüzeylerin oluşumunu ve tanınıp ayırt edilmesini sağlar. Örneğin; çeşitli ağaçlar dokusal yapılarındaki karakteristik farkları nedeniyle tanınıp ayırt edilmektedir. Yüzey ne tipte olursa olsun parça ile bütün arasında birtakım temel bağlantılar bulunabilir. Doku, birbirine eş ya da birbirini tamamlayan birim biçimlerin belli sistemlerle yan yana gelmesinden oluşur. Dokular yüzeyleri oluşturur.
6 Yapay dokular, insanın bilgi, emek ve teknikle işleyerek estetik tasarım kaygılarıyla yaptığı görsel yüzey değerlendirmesidir. Yapay doku oluşturmada sonsuz sayıda birim biçim olanaklarından yararlanarak, yine birbirinden farklı tasarımlar gerçekleştirilebilir. Yapay doku, insan eliyle üretilen nesnelerin dokularıdır. Ancak çeşitli kullanım amaçları için imal edilmiş ürünlerin dokuları yapay olsalar da sanat ürünleri için konunun dışındadır. Örneğin, giysi olarak örülen kazağın dokusunun sanatla ilgisi yoktur. Dokuma ve örme tekniğinin olanakları ile estetik kaygılar taşıyan yeni doku tasarımları ise güzel sanatlar açısından yapay doku olarak değerlendirilir.
7 Kolaj; “(Fransızca collage: “yapıştırma”), yapıştırma resim olarak da bilinir, görsel sanatlarda gazete kağıdı, kumaş ve duvar kağıdı gibi buluntu nesnelerin bir pano ya da tuvale çoğunlukla da boyanmış yüzeylerle birlikte kullanılması” demektir. Ayrıca, bu sanat tekniği; elde bulunan farklı türlerde basılı, çizili veya fotoğrafik malzemenin kullanılarak, yüzeyde yeni bir kompozisyon elde edilmesi olarak ifade edilir. Böylece, ilk başta sanat malzemesi olmayan nesneler, sanatsal ve estetik kurallar çerçevesinde bir araya gelerek sanat eseri haline gelmektedir. Sanatsal alanlarda karşımıza çıkan bu kelime, teknik bakımından resim alanına giren uygulamalardan ilk akla gelenlerdendir. Gerek yapım süreci, gerekse kullanılan malzemeler bakımından kişiye farklı tercihler sunması, ilgi gören bir teknik olmasını sağlamıştır. Öte yandan farklı yaş gruplarına yönelik beceri ve kazanımlar sağlaması açısından, kolaj tekniği, öğrenim çağındaki bireylerin de, zihinsel ve yaratıcılık becerilerinin gelişimine katkı sağlayarak, düşünme, inceleme, gözlem, karar verme ve problem çözme sürecine de yardımcı olmaktadır. Renk, ışığın gözün retinasına değişik biçimde ulaşması ile ortaya çıkan bir algılamadır. Bu algılama, ışığın maddeler üzerine çarpması ve kısmen soğurulup kısmen yansıması nedeniyle çeşitlilik gösterir ki bunlar renk tonu veya renk olarak adlandırılır. Tüm dalga boyları birden aynı anda gözümüze ulaşırsa bunu beyaz, hiç ışık ulaşmazsa siyah olarak algılarız.
8 VİZE
9 Tek Renk Armonisi: Tek bir rengin açıklık ve koyuluk gibi ton (tram) değerleri arasındaki renklerin tercih edilmesiyle gerçekleştirilen renk armonisidir. Analog Renk Armonisi: Renk çemberinde birbirine komşu olan renklerin tercih edilmesiyle gerçekleştirilen renk armonisidir. Tamamlayıcı Renk Armonisi: Renk çemberinde birbirinin karşısında yer alan renklerin oluşturduğu armonidir. Çapraz Tamamlayıcı Renk Armonisi: Renk çemberinde bir renkle birlikte, tamamlayıcı renginin(karşısındaki rengin) sağına ve soluna komşu olan renklerin birlikte kullanılması ile gerçekleştirilen renk armonisidir. Üçlü Renk Armonisi: Renk çemberinde birbirine eşit uzaklıkta olan ve bir üçgen oluşturan 3 rengin birlikte kullanılmasıyla yaratılan renk armonisidir.
10 Stilizasyon: Tasarımda stilizasyon ve deformasyon, anlatımı güçlü kılan biçimsel öğelerdir. Herhangi bir nesnenin biçimini stilize veya deforme etmek, onun nesnel görünümünü karakterize etmek demektir. Tasarımcı bu yolla taklitten uzaklaşır. Üretilen yeni biçim, doğanın biçimi olmaktan çıkar ve sanatçı yeni bir gerçekliğe, öze ulaşır. Stilizasyon yapılırken seçilen nesnenin karakteristik özelliklerinden uzaklaşmadan eklemeler ve çıkarmalar yapılarak nesneye referans verilmelidir. Aşırı yoruma gidilerek nesnenin karakteristik özellikleri kaybedilmemelidir.
11 Sanat, Ekspresyonizmle özgür biçimlere kavuşmuştur. Sanatçı, stilizasyon ve deformasyon yöntemlerini kullanarak insanın gerçeğe uygun görünümünü değiştirmiş, o dönemde insanın yaşadıklarını ifade ederken doğadan uzaklaşmaya başlamıştır. Bu şekilde sanatçı, insanı doğadaki gerçek değerini anlamaya ve anlam dünyasına yönlendirmektedir. Bu deformasyonların belli bir dünya anlayışını içerdiği ve gözlemden çok imgelemin önemli olduğu kavranmaktadır. Bu daha cesur biçimsel keşiflerle birlikte, artık sanat için daha özgür bir ortam söz konusu olmuştur.
12 1916'da Zürih‘de adı konan ama 1920'lere kadar Avrupa'nın birçok kentine yayılan Dada, bazı genç sanatçıların dünya siyasetine ve burjuva değerlerine karşı muhalefet biçimi olarak gelişmiş, herhangi bir ortak sanatsal program izlememiştir. Sanatı doğrudan politik bir duruşun dışavurumu olarak kullanan fütüristler gibi sanatı değiştirmek değil yok etmek isteyen Dada'nın yadsımacı tavrı, özünde dünyanın gidişatına ilişkin derin bir çığlığın ifadesidir. Dada 'nın bu sanat karşıtı tavrının en belirgin ifadesi, anti-sanat terimini ilk kez kullanan Marcel Duchamp‘ın (1887-1968) hazır nesneleridir. Dada'nın yayılmaya başladığı yıllarda NewYork‘ta fotoğrafçı Alfried Stieglitz'in (1864-1946) kurduğu 291 adlı galeri çevresindeki sanatçılardan biri olan Marcel Duchamp hazır nesne kullandığı ilk yapıtlarına 1913 yılından itibaren Bisiklet Tekerleği ile başlamış, ardından Şişelik (1914) ve 20. yüzyılın·en çok tartışılan "Çeşme (1917) gibi yapıtları gelmiştir.
13 İzlenimcilik akımı, Paris'te 1874 yılında ünlü fotoğrafçı Nadar'ın ( 1 820- 1 9 1 0) Capucines Bulvarı'ndaki stüdyosunda ‘Adsız Sanatçılar Birliği’ (Societe anonyme des artistes) adı altında bir araya gelen otuz sanatçının resmî Salon'a alternatif olarak düzenledikleri sergide ortaya çıkmıştır. Akıma adını veren, tüm bu sanatçıların ‘İzlenimcilik’ olarak tanımlanan üsluba yakın olmaları değil, akademik resme alternatif arayışları duyurmaları, bu anlamda aykırı bir duruşu sergilemeleridir. Bu aykırı duruşun 'izlenimcilik' olarak adlandırılmasında, Claude Monet'nin sergide yer alan ‘İzlenim: Gündoğumu’ başlıklı resmiyle ilgili olarak eleştirmen Louis Leroy'nın Le Charivari gazetesinde yazdığı yorumlar etkili olmuştur. Leroy, Monet'nin resminin bitmemişlik duygusu uyandırdığını, bu anlamda ‘düpedüz izlenimden ibaret’ kaldığını yazmış, bu tür resimler karşısında genellikle hayrete düşen izleyicinin duygularına tercüman olmuştur. Sergide yer alan Monet, Renoir, Degas, Pissarro, Cezanne gibi sanatçıların resimleri o dönemin egemen sanat beğenisi olan akademik resimlerden, örneğin Alexandre Cabanel (1 823-1 889) ya da William-Adolphe Bouguereau (1825-1905) gibi ressamların yapıtlarından o kadar farklıdır ki, bu hayretin nedeni kolayca anlaşılabilir.
14 Doğayı gözlemleme, analiz etme ve sentezleme sistematiği içinde belirli kavramların zihinde oluşturduğu imgelerin görselleştirildiği, yüzeye gelen kompozisyonlarla siyah-beyaz çalışmalar gerçekleştirilecektir. Doğadan yola çıkarak tasarımlar gerçekleştirilmesi, düşüncenin nesnelleşmesi sürecinde öğrencinin hayal gücünün geliştirilmesine yönelik bir çalışmadır.
15 FİNAL



Yarıyıl (Yıl) İçi Etkinlikleri Adet Değer
Ara Sınav 1 100
Toplam 100
Yarıyıl (Yıl) Sonu Etkinlikleri Adet Değer
Final Sınavı 1 100
Toplam 100
Yarıyıl (Yıl) İçi Etkinlikleri 40
Yarıyıl (Yıl) Sonu Etkinlikleri 60


Etkinlikler Sayısı Süresi (saat) Toplam İş Yükü (saat)
Ara Sınav 1 2 2
Final Sınavı 1 1 1
Proje Hazırlama 7 10 70
Ara Sınav İçin Bireysel Çalışma 7 3 21
Final Sınavı içiin Bireysel Çalışma 7 3 21
Toplam İş Yükü (saat) 115

ÖÇ 1
ÖÇ 2
ÖÇ 3
ÖÇ 4
ÖÇ 5
ÖÇ 6
ÖÇ 7
* Katkı Düzeyi : 1 Çok düşük 2 Düşük 3 Orta 4 Yüksek 5 Çok yüksek